Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Tabii ki başımız dik, onurlu bir halde tarihimize yakışır bir formda hayatımızı sürdürmek için bu ulusal birlik ve beraberliği, karşımızdaki her türlü faaliyetlere, dışardan gelen tehditlere, bizim birliğimizi ve beraberliğimizi bozacak nitelikte her türlü sinsi oyuna, tuzağa karşı, bunların karşısında dimdik ayakta duracağız” dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Giresun Belediye Lideri Aytekin Şenlikoğlu’nun daveti üzerine kente geldi. Tatar, ziyaretleri kapsamında birinci olarak Giresun Kalesi’ne gitti. Kaleyi gezen Tatar’a, Giresun Üniversitesi akademisyenlerinden Doç. Dr. Gazanfer İltar tarafından Giresun’un tarihi hakkında bilgi verildi. Daha sonra Giresun Valiliği’ni ziyaret eden Tatar, Giresun Üniversitesi’nde gerçekleştirilen ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Dünyası İçerisindeki Stratejik Önemi’ isimli konferans programına katıldı. Hürmet duruşunda bulunulup, İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan merasime, Kıbrıs gazileri de katıldı. Merasimde, Cumhurbaşkanı Tatar’ın özgeçmişi okunarak, görüntü gösterimi yapıldı. Merasimde, şehit Dava Akbulut’un da öyküsü anlatıldı. Protokol konuşmalarının akabinde Tatar’a, fahri doktora diploması verildi.
Burada konuşan Tatar, Doğu Akdeniz’de verdikleri çabanın takdir edildiğini görmekten onur duyduğunu vurgulayarak, Türk milleti ile gönül ve kardeşlik bağlarını, ulusal bağları paylaştıklarını söyledi. 6 Şubat zelzelesinde kaybedilenlerin de acılarının yüreklerinde olduğunu söz eden Tatar, “Bizi birbirimize bağlayan gönül bağı ve gönül dünyasında bizleri birlikte tutan tıpkı milletin evlatları olarak tıpkı ulusal pahaları, birebir hisleri, birebir mukadderatı, birebir kanıları, tıpkı gelenekleri paylaşmak; günün sonunda sizlerin sevinci bizlerin sevinci, sizin ıstırabınız bizim hüznümüz. Ve 6 Şubat zelzelesinde de birlikte ağladık, birlikte yüreklerimiz parçalandı. Biz de evlatlarımızı orada kaybettik. Burada, ana vatanda hayatlarını kaybedenlerin acısı hala daha yüreğimizde. Hasebiyle bu vesile ile hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve milletimize de bir sefer daha sabır ve başsağlığı diliyorum. Olağan ki başımız dik, onurlu bir formda tarihimize yakışır bir formda hayatımızı sürdürmek için bu ulusal birlik ve beraberliği, karşımızdaki her türlü faaliyetlere, dışardan gelen tehditlere, bizim birliğimizi ve beraberliğimizi bozacak nitelikte her türlü sinsi oyuna tuzağa karşı, bunların karşısında dimdik ayakta duracağız. Bizim her türlü toplumsal, her türlü kültürel, her türlü siyasi gayretimizde bunun ne manaya geldiğini ne kadar kıymetli olduğunu bir kere daha paylaşıyorum” dedi.
Osmanlı periyodunda 80 bin şehit verilerek alınan Kıbrıs Adası’nda, Büyük Lider Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde hareket ederek, daima kalplerinin Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte attığını söz eden Tatar, “Kıbrıs’ta doğduk, Kıbrıs’ta yaşadık lakin daima Toroslara, daima Türkiye’ye baktık. Zira Osmanlı devrinden biliyorum ki bizlerin ana vatanı, ana yurdu, köklerimizin sahiden kökleştiği devlet, Osmanlı Devleti’nden sonra Türkiye Cumhuriyeti. Atatürk’ümüzün verdiği İstiklal muharebesi, onun dava arkadaşları, silah arkadaşları vaktinde Çanakkale Savaşı, Sakarya muharebeleri, Büyük Zafer, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, İstiklal savaşlarından sonra elbette Kıbrıs’ta alfabeyi Türkiye’nin dışında birinci kabul eden Kıbrıs Türkleri idi. Ve bu alfabe değişikliği ile aramızdaki bağlar kökleşerek devam etti. 1571 tarihinde Osmanlı donanması bir yıl süren savaşlarla ve 80 bin şehit vererek soylu bir milletin evlatları olarak onun ne manaya geldiğini Giresun’da bir kere daha paylaşıyorum. Bugün Kuzey Kıbrıs’ta bir devlet varsa, bir Cumhuriyet varsa orada özgür, hürriyet ve onur içerisinde yaşayabiliyorsak, orada Türkiye’nin varlığı varsa, bunu Barış Harekatı’na borçluyuz. Ve münasebetiyle burada bulunan tüm gazilerimizi bir defa daha selamlıyorum” diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs Türk halkını yalnız bırakmadığını ve şu anda Doğu Akdeniz’de güçlü bir Türk devleti olarak yerlerini aldıklarını belirten Tatar, “Eski periyotlarda bir federal çatı altında buluşma bizler için sahiden kabul edilebilir bir boyutta değildir. Zira Annan Planı vaktinde bütün bunlar yaşanmıştır. Orada bütün temenni ve gaye, karşı tarafın vakit içerisinde çoğunluğun azınlığı yok edeceği, vakit içinde egemenlik çatısı altında o devletin içerisinde Rumların Türkleri asimile edeceği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bulunmadığı bir Avrupa Birliği’nde Kıbrıs Cumhuriyeti’yle Yunanistan Avrupa Birliği içerisinde tüm düzenekleri kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti’yle Kıbrıs Türk halkının kadim bağlarını kopartmak suretiyle Türkiye’yi de hem Kıbrıs’tan hem Doğu Akdeniz’den hem Mavi Vatan’dan dışlamak, çıkarmak ve o bölgeyi yeniden yıllardan beri hedefledikleri bir Yunan gölüne çevirmek için her türlü oyunu oynama uğraşı içerisinde olduklarını çok düzgün bilmekteyiz. Türk Devletleri Teşkilatı’na üye olduk. Oralara gitmememiz için, ilgilerimizi geliştirmememiz için her vesileyle Avrupa Birliği yetkililerine gidip, Türk devletlerine bir bakıma tehditvari bir halde ‘Sakın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’yle bağlantılarınızı geliştirmeyiniz’ dediler. Zira bu KKTC’nin milletlerarası manada statüsünü yükseltecek, statü yükselince devlet kökleşecek ve Kıbrıs’ta artık iki devlet temelleri daha da pekişecek. ‘Sakın ola şunu yaparsanız, biz şunu yaparız, bunu yaparız’ dediler. Türkiye Cumhuriyeti’ne de bunu söylediler. Lakin Türkiye Cumhuriyeti ne dedi, ‘Siz işinize bakın, biz işimize bakarız.’ Zira Türkiye, bağımsız bir Türk Cumhuriyeti’dir. Bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti kendi hakkını ve çıkarını, ulusal problemlerini ve menfaatlerini müdafaayla mükellef ve bunu yapmakla muktedirdir” diye konuştu.
Türkiye’nin takviyesiyle KKTC’nin değerli yatırımlar yaptığını tabir eden Tatar, “Şu anda doğal kaynaklarla, güç problemleriyle Türkiye ile olan münasebetlerimizde su projeleri, kablo ve elektrik projeleri, birtakım farklı Ar-Ge çalışmaları, teknopark çalışmaları, üniversitelerimizle, turizm bölümümüzle nitekim potansiyelini yakalayamamış olsa da yanlışsız yolda gelişmeler olduğunu ve bütün bunlar Kıbrıs’a daha müreffeh yarınları getirebileceğini, sıhhatte, sıhhat turizminde yapılan çalışmaları ve yatırımları ve yeni havalimanımızla. Bizim havalimanımız Türkiye standartlarında, 4 ve 5’inci sırada. Birçok ülkede olmayan bir havalimanı. Birçok ülkede olmayan birtakım yatırımlar ve oteller. Suyla birlikte ziraî ve ziraat, hayvancılık, çiftçilik üzere mevzulardaki gelişmelerle Doğu Akdeniz’deki bu Türk devleti hepimiz için değerlidir, Türk dünyası için kıymetlidir. Türk Devletler Teşkilatı’nın, devlet liderleri ve öteki muhataplarımızla yaptığımız değerlendirmelerle Kazakistan’dan, Özbekistan’dan, Azerbaycan’dan, Kırgızistan’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne hepimizin ana vatanı ve en doğudaki Türk devleti olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türk dünyası daha da güçlü hale gelmiştir” dedi.
