Konserine orta vererek bir köyü çığ kaygısından kurtaran çocuğun öyküsünü anlatan Livaneli, ”İşte o çocuk bugün aramızda” diyerek İmamoğlu’nu sahneye çağırdı. ”Her şey çok hoş olacak” tezahüratıyla sahneye çıkan İmamoğlu, Livaneli ile sarıldıktan sonra hislerini şu sözlerle lisana getirdi: ”Bu çok heyecanlı oldu ya, harikulade. Zülfü Livaneli’den bunu dinlemek ve bana bunu atfen anlatması… Can kulağıyla dinledim de ucunda ben olduğumu bilmiyordum. Çok teşekkür ediyorum.”
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, usta sanatçı Zülfü Livaneli’nin Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda verdiği, ”Sevdalım Hayat Konseri”ne katıldı. İmamoğlu’na, eşi Dilek İmamoğlu, CHP İstanbul Vilayet Lideri Canan Kaftancıoğlu ve muharrir Sunay Akın eşlik etti.
İmamoğlu ve beraberindekiler, konser öncesinde Livaneli’yi kuliste ziyaret etti. Samimi bir atmosferde geçen ziyaret boyunca, Livaneli ve ona eşlik edecek müzisyenlerle bol bol anı fotoğrafları çekildi.
İmamoğlu, konser alanına girince, binlerce sanat sever tarafından alkışlarla ve ”Her şey çok hoş olacak”, ”Ekrem Başkan” tezahüratlarıyla karşılandı.
İmamoğlu, Açıkhava Tiyatrosu’nu hınca hınç dolduran seyircilere, onları selamlayarak karşılık verdi. Konserin başlamasından evvel tezahüratlar ağırlaştı.
“EKREM BEYEFENDİ DÜZGÜN Kİ HAYATIMIZA GİRDİNİZ”
Sözcü’de yer alan habere nazaran Herkesin sustuğu bir anda bir vatandaşın, ”Her şey çok hoş oldu Ekrem Abi” ve bir öbür yurttaşın da ”Ekrem Beyefendi, uygun ki hayatımıza girdiniz” biçiminde bağırmaları farklı anların yaşanmasına neden oldu ve çokça alkış aldı.
UNUTULMAYACAK BİR SANAT GECESİ…
Livaneli, ünlü şef Rengin Gökmen idaresindeki senfoni orkestrası eşliğinde verdiği konserinde, her biri klasik haline gelen müzikleriyle ve anlattığı anılarıyla seyircilere unutamayacakları bir sanat gecesi yaşattı.
İmamoğlu çifti de Livaneli’nin müziklerine eşlik etti. Konserine bir müddet orta veren Livaneli, evvel şu kelamları söyledi: Ben, bu sahneye 41 yıl evvel çıktım. 41 yıl evvel bu sahneye çıkışımın nedeni, Yılmaz Güney’in yazdığı, Zeki Ökten’in yönettiği ‘Sürü’ sinemasının müziğiyle ödül almak için çıkmıştım. 41 yıldır daima geliyoruz lakin biz burada konuk olarak geliyoruz ve buranın içimize sinen bir konut sahibi yok. Ancak bugün bir mesken sahibi var.” Livaneli, bu kelamlarının akabinde ise şu hikayeyi anlattı: ”Uzaklarda, karlı dağlarla çevrili bir köyde, çığ tehlikesi varmış. Bütün nesiller, doğan çocukları bile sustururlarmış. ‘Sus, çığ düşecek’ derlermiş. En ufak bir şey düştüğünde çığ düşecek diye bekliyorlarmış. Bir vadide yaşıyorlar ve birlikte yok olacaklardır. Nesiller uzunluğu bu türlü gitmiş. Çığ kaygısından seslerini çıkaramamışlar. Bir gün bir çocuk doğmuş ve daha ağzını kapatmaya fırsat bulamadan haykırmış. Haykırınca, tüyler diken diken olmuş, eyvah gittik diye. Bakmışlar çığ yok. Hiçbir şey düşmüyor. Bunun üstüne yavaş yavaş sokaklara çıkmışlar. Yürekleri artmış. Davullarla, zurnalarla şenlik yapmışlar. Çığ yokmuş aslında.” Öyküyü burada noktalayan Livaneli, ”İşte o çocuk bugün aramızda” diyerek sahneye İmamoğlu’nu çağırdı.
”LİVANELİ, GÜÇ VE KARANLIK GÜNLERDE IŞIKTIR”
”Her şey çok hoş olacak” tezahüratıyla sahneye çıkan İmamoğlu da Livaneli ile sarmaş dolaş olduktan sonra hislerini şu sözlerle lisana getirdi: ”Bu çok heyecanlı oldu ya, dayanılmaz. Zülfü Livaneli’den bunu dinlemek ve bana bunu atfen anlatması… Can kulağıyla dinledim de ucunda ben olduğumu bilmiyordum. Çok teşekkür ediyorum. Burada konut sahibi olduğumun da farkında değilim. Zira ben, 16 milyon insanı konut sahibi olarak kabul edeceğim. Zülfü Livaneli’den çok etkilenmiş birisiyim. Sanattan ve edebiyattan etkilenen birisiyim. Zülfü Livaneli’den niçin etkilenirim? Zira onda her şey var. İnsan, en güç anlarında, toplumsal manada meşakkat yaşadığında nefes almak ister. O nefestir Zülfü Livaneli. En sıkıntı, en karanlık günlerde ışıktır. Zülfü Livaneli’yi, sanatıyla tanıştığımı günden beri tanıyor üzereyim. Fiziken tanışalı 5-6 yıl oldu fakat ruhen tanışalı yılar oldu. Umuttur Zülfü Livaneli benim için. Sanatıyla size umudu gösterir. Çok hisler üretiyor insan. Hiç düşünmediği anlarda sözler dökülüyor ağzından. Aslında işte onların birikmesine sebep olan, Zülfü Livaneli ve onun üzere değerli sanatkarların yazdıkları, çizdikleri ve söyledikleridir. Benim için, ‘Asla vazgeçmeyiz’ demektir Zülfü Livaneli. ‘Gençliğimiz var’ diyebilmektir. ‘Heyecanımız yüksek’ diyebilmektir. Hatta, Zülfü Livaneli, ‘Her şey çok hoş olacak’ demektir benim için. Ve bana bütün bunları yaşatan insan Livaneli beni sahneye davet ediyor. Dünyanın en keyifli insanı olabilmek bu benim için. Onun için hürmet duyuyorum size.”
LİVANELİ: HERKESİN UMUDU SENSİN
Livaneli de ”Türkiye’nin umudu bana ‘umut’ diyorsa, ne hoş bir şey. Herkesin umudu sensin ve inşallah çok hoş günler göreceğiz. En hoş deniz, şimdi gidilmemiş olandır. En hoş çocuk, şimdi büyümedi. En hoş günlerimiz, şimdi yaşamadıklarımız. Ve benim sana söylemek istediğim, en hoş kelam; ‘Her şey daha da hoş olacak’” kelamlarıyla İmamoğlu’na karşılık verdi.Gece, Livaneli’nin müziklerinin daima bir ağızdan söylenmesiyle devam etti ve o denli noktalandı.
